İşten çıkarma veya iyileştirme planı?
Arbor Advocaten avukatı ve iş hukuku uzmanı Marc Vogel ile röportaj
Bu podcast'te Jacqueline Zuidweg, Arbor avukatı ve iş hukuku uzmanı Marc Vogel ile konuşuyor. Toplumdaki gelişmelere ayak uydurmak adına son yıllarda iş hukukunda da pek çok şey değişti. Bu esas olarak hem boyutu hem de karmaşıklığı artan Çalışma ve Güvenlik Yasası (Wwz) ile ilgilidir. Bu durum, özellikle işten çıkarılma, bozulan iş ilişkileri ve işlevsiz çalışanlarla uğraşırken birçok tarafın mevzuatta yeniden yolunu bulmasını zorlaştırıyor.
Mevcut Wwz, işten çıkarılma konusunda daha katı kurallar getiriyor. Geçmişte, geçiş ödemesi ile çalışanların satın alınmasına yönelik birçok anlaşma sıklıkla yapılıyordu. Bu artık o kadar kolay değil, çünkü artık öncelikle işçi-işveren arasındaki bozuk iş birliğini onarmaya çalışmak bir zorunluluk haline geldi. Bunun için bir iyileştirme planının hazırlanması gerekmektedir. Sorun şu ki girişimciler ve avukatlar için bu planın tam olarak neyi içermesi gerektiği şu ana kadar belirsiz. Doğal olarak nelerin iyileştirilmesi gerektiğinin ve bunun için ne kadar süre gerektiğinin belirlenmesi önemlidir. Ama tam olarak ne kadar zaman? Sınır nerede? Bir iyileştirme projesi ne zaman başarısızlık olarak değerlendirilebilir?
Bir girişimci olarak bu durumu kırmanın en iyi yolu, iyileştirme sürecini başlatmak mı yoksa işten çıkarılmak mı istediğinize açıkça karar vermenizdir. İşlevsel olmayan bir çalışanı işten çıkarmak istediğinizden eminseniz, bir iyileştirme süreci başlatmak ve ardından bu süre zarfında bir gölge dosya oluşturmak yerine bunu hemen yapmak daha iyidir. Çalışanla birlikte bir iyileştirme planı oluşturmayı seçerseniz, çalışanın iyileştirmesi gereken alanların neler olduğunu tamamen netleştirin ve net hedefler ve başarı için bir ölçüt formüle edin.